Yoksulluk; bir insanın yiyecek ,içecek ,giyim, ısınma ,aydınlanma, su, kira , eğitim gibi ihtiyaçlarının tam olarak karşılanmamasıyoksulluktur, fakirliktir.
Daha kötüsü sabit geliri olmayanların O gün kazanıp o gün yiyenlerin kazanamadığı zamanlardaki sıkıntıları çok büyüktür. Düşünün ki kapı kapı dolaşıp iş bulamayan bir babanın akşam eve dönerken iki ekmek dahi götürememesi ne kadar acıdır.
İnsanların bol kazanç sağladığı donemlerde ileride olabilecek doğal afet, kaza, hastalık gibi durumları düşünerek birkaç kuruş biriktirmelidir. İlkokulda öğrendiğimiz ”Ak akçe kara gün içindir” atasözü bunu ifade etmektedir.
Ülkemizin yaşadığı ekonomik sıkıntı mutlaka geçecektir. Hepimizin bildiği gibi tarımın ,hayvancılığın ve sanayi sektörünün geliştirilmesi akla ilk gelen çözümlerdir. Zaruri ithalattan ziyade ihracata önem verilmesi, aylık ücretlerin yükseltilmesinin yanında piyasanın sabit tutulması çözüm olacaktır.
Uygulanmakta olan tasarruf tedbirleri Ülke çapında olmalıdır. Nitekim ikinci dünya harbi yıllarında harcamalar kısıtlanmış, Pek çok ürün karneye bağlanmış ,o zaman kullanılan çok yapraklı nüfus cüzdanlarına şeker verildi, kaput verildi ve un verildiği gibi şerh komuyordu. .
Ayakkabılarımız tamirli, pantolonlarımız ,çoraplarımız yamalı, ceketlerin dirseklerine
konulan deri yamalar moda olmuştu…
Bu uygulamalar 2. Dünya harbinin herhangi bir şekilde Türkiye’ye sıçraması durumunda alınan tedbirlerdir. Hatta o dönemlerde gece karartmaları yapılıyor Evlerden ışık sızmaması için pencerelere battaniyeler çakılıyordu.
Memleketimizin zaman zaman uğradığı ekonomik sıkıntıların halka yansıması zaruri ihtiyaçlarını karşılayamaması insanların hırsızlığa ,kapkapçılığa ,dolandırıcılığa vb kötü işlere sapmasına neden olmuştur.
Böyle sıkıntılara kötü durumlara düşmemek için milletçe çok çalışmamız ve kemerleri sıkmamız gerekmektedir.
Sabrın sonu selamettir…