Türkiye pek çok savaş geçirdi. Osmanlı dönemi ayrı, Cumhuriyet dönemi ayrı… 1939-1945 yıllarında yapılan 2.Dünya savaşına girmemekle birlikte savaşın ekonomik boyutları Türkiye’ye de yansıdı. Bakliyat ürünleri tedbir amacıyla stoklandı… gibi ürünler Karneye bağlandı. Gece karartmaları için pencerelere battaniye çakıldı.
Bu millet ihtilaller gördü, terör örgütleri ile boğuştu, şimdi de dünyadaki bütün ülkelerle birlikte bir bela ile boğuşuyoruz.
Milletçe bir savaşa girdik, bir taraftan canımızla uğraşıyor diğer taraftan ekmek parası kazanabilmek için çalışıyoruz. Ekonomik dengemiz bozuldu, üretici de tüketici de sıkıntılı.
Bir zamanlar dolu dolu olan AVM’ler şimdi sakin ve sessiz. Bazı mağazaların önünde kuyruk olurken şimdi esnaf kapıda müşteri bekliyor. Mağazanın önünde durup vitrin seyredenler bile esnaf için ümit ışığı oluyor. İçeri giren müşteriyi boş çıkarmamaya çalışıyor.
Bir kasabada çeşidi bol bir bakkal dükkanının, sahibi çırağa “Oğlum gelen müşteriye güler yüz göstereceksin, istediği bir şey yoksa onun benzerini verecek, müşteriyi boş çıkarmayacaksın” diye tembihte bulunur. Dükkân sahibinin olmadığı bir gün bir bayan müşteri gelir. Bayan alacaklarını ayırdıktan sonra çıraktan tuvalet kâğıdı ister. Çocuk tuvalet kağıdının ne olduğunu, nerede kullanıldığını bilmez, zaten dükkânda da yoktur. Çırak bu istek üzerine müşteriyi kaçırmamak için biraz gülerek “Abla tuvalet kâğıdı yok ama istersen zımpara kağıdı vereyim” deyince kadın seçtiklerini bırakıp “Terbiyesiz” diyerek dükkandan çıkar.
Bu hikâye para kazanmak için bir çabanın, aynı zamanda çırağı yanlış yönlendirmenin bir örneğidir.
Esnaf, müşteri çekebilmek için; % 50 İNDİRİM- BİR ALANA BİR BEDAVA- İŞ DEĞİŞİKLİĞİ – KAPATIYORUZ … gibi dikkat çekici yazılar, pankartlar – ilanlar -reklamlar hazırlamaktadır.
Akşehir gezisinin Ankara ‘ya dönüşünde bir karpuz sergisinin üstüne asılmış branda da “ÖDEMELİ KARPUZCU” yazısını gördük. Merak ettik, otobüsü durdurup aşağı indik.
Karpuzcuya “Ne demek geri ödemeli karpuzcu”?
Dedi ki “Karpuz kötü çıkarsa değiştiriyoruz. Bir karpuz kesip dağıttı. Epey bir alışveriş yaptık.
Ayrılırken de arkamızdan bağırdı: “Arkadaşlar kötü çıkarsa geri getiririn haa…” Esnaf para kazanmak için etiket fiyatını cazip hale getirmeye çalışıyor.
124.90 TL, 4.90 TL, 2.99 TL vb.
Büyük bir süper marketin kasasında fişe bakarak soruyor “ Rafta 12 lira görünüyor. Siz 13 lira yazmışsınız neden” ? “ Efendim 12 lira değil 12 lira 99 kuruş, tekrar bakınız, bir kuruş bozuk yok.” diyor. Tekrar bakıyorum ama 12 lira kocaman 99 küçücük yazılmış.
Görülüyor ki esnaf yaşadığımız pandemi döneminde hem canı ile uğraşıyor hem de para kazanmak için çeşitli yollara başvuruyor. Esnaf başka ne yapsın?
Şurası bir gerçektir ki Türk Milleti bu sıkıntılı dönemi de iradesi ile atlatacak ve güzel günlere kavuşacaktır.