Kara Sakal Modası
- by /
- 14 Şubat 2014 /
- in Sosyal

Eskiden büyüklere bir saygı vardı, yolda yürürken, karşı karşıya geçerken elinden tutulurdu, eşyası varsa taşınırdı, otobüste yer verilirdi. Şimdi o saygının azaldığını görüyorum; herkes bir yaşam tarzı oluşturmuş gidiyor…
Geçenlerde Kızılay’dan kalkan bir otobüsle Ulus’a gidiyorum. Otobüs kalabalık. Sıhhıye’de yaşlı beyaz sakallı, bastonlu bir adam otobüse bindi, yer yok ayakta duruyor. İlk koltukların birinde kara sakallı bir delikanlı, yanında kız arkadaşı, ellerinde birer telefon kendilerinden geçmişler. Hemen yanlarında ayakta duran yaşlının farkında değiller veya farkındalar umursamıyorlar. Ben de ayaktayım. Onları hayretle izliyorum. Alacağım cevabı bildiğim için onlara “çocuklar şu yaşlıya yer verir misiniz?” demekten çekindim.
Benim, kara sakal bırakan gençlerle, kafalarını bir zamanların meşhur aktörü Yul Brynner gibi sıfır numara kazıtanlar dikkatimi çeker. Neden böyle bir imaj yaratmak isterler bilinmez. Galiba gelip geçecek bir tutkudur, bir hevestir… Televizyondaki dizilerde oynayanların, sunucuların, şarkıcıların, yarışmaya katılanların pek çoğu kara sakallı. Benim çevremdekiler, her sabah traş olanlar, yakınlarım, arkadaşlarım da sakal bıraktı. Yani kara sakallıların arasında kaldık.
Sakal konusunu incelediğim zaman hiç duymadığım pek çok çeşidinin olduğunu öğrendim: Ne sakallar varmış, ne sakallar:
Çember sakal, pis sakal, kirli sakal, top sakal, coni sakal, ince sakal, mini sakal, perde sakal, kaba sakal, gemici sakal, smokin sakal, jön sakal, modern sakal, çene sakal, Napolyon sakal, keşiş sakal, fantezi sakal vs. Birisinin aklına gelip de sakal yarışması düzenlerse şaşmayın…
Bakımlı tertemiz, kibar sakallara bir şey demiyorum. Hele yaşlıların koyduğu beyaz sakallara hiç sözüm yok. Ama saçı sakalı birbirine karışanlara kızıyorum. Sorarsanız; vakit bulamıyorum, cildimi dinlendiriyorum, kurbanda keseceğim gibi cevaplar alırsınız. Gençlerin imaj yaratmak için koyduğu bu kara sakal modası da geçecektir. Eteklerin uzayıp, kısaldığı, pantolon paçalarının, kravatların daralıp genişlediği, çift kösele yumurta topuk ayakkabıların bir dönem moda olduğu, maçlarda ses çıkaran tahta kaynana zırıltılarının, elde oynanan mıknatıslı topların, hulahopların, iki ucu açık manyetik bileziklerin ve benzeri tutkuların kaybolduğu gibi…
Bir zamanlar Raj Kapoor ve Nargiz’in başrollerini oynadığı çok güzel bir Hint filmi vardı: AVARE… 1950’li yıllarda 20-30 sinemada birden gösteriliyordu. Aylarca vizyonda kalmıştı. Avare mu şarkısı herkesin dilindeydi. İşte o da unutuldu.
- 950
- 0