Bir yıldan beri sürmekte olan pandemi kuralları pek çok ileri yaş grubunu özellikle 65 yaş üzeri vatandaşları eve bağladı. Gün boyunca bu beladan kurtulma çareleri aradık herkes hükümetin koyduğu kurallara uymaya çalıştı ama bazıları kaçamak gezmeler, tozmalar, düğünler, yemekler, asker uğurlamaları, siyasi toplantılar yapıldı. Kurallara rivayet etmedi; hatta yollarda kolbastı oynayanlar oldu.
Hükümet kuralara uymayanlara ceza kesti; o bile caydırıcı olmadı. Herkes kurtuluşun aşı ile olacağına inandı ve beklemeye koyuldu. Benim gibi 65 yaş üstü pek çok kişi haftada 21 saat izne razı oldu, evine kapandı. Milletçe bu sıkıntıdan kurtulmak için telefondan medet umduk. Benim de telefonum kitlendi.
Kimle konuşursam sordukları soru şu oldu: “Aşı oldun mu?”
Alanya’daki arkadaşım Muammer “Aşı oldun mu?”
Dikmen’deki arkadaşım Kemal “Aşı oldun mu?”
Dün de asker arkadaşım Yılmaz “Aşı oldun mu?” diye sordu.
Kafam bozuldu; “Oldum lenn ne olacak…” dedim ve rahatladım.
Bir millet olarak topyekûn bu beladan kurtulmak için kolları sıvadık…
Aşı olmaya gittiğim aile hekimi bir taahhütname imzalattı ve aşı için beni hemşire hanımla bir odaya gönderdi. Hemşire hanım tüm sempatisiyle kolumu sıvadı ve “Başınızı duvara çevirin ve derin nefes alın” dedi ve işi bitirdi. Ben daha aşı yapılacak diye beklerken başka bir hasta kapıda bekliyordu. Hemşire hanım kapıdakilere, ” Biraz bekleyin, amca burayı sevdi “ diyerek gülümsedi ….Ben aşı olurken ,1950 yılında Glasgow’ da ortaya çıkan çiçek aşısı dönemi aklıma geldi. Kolumda hala izi olan bozuk para büyüklüğünde bir aşıydı…
Çiçek; bugün yok edilmiş ama 20. yüzyılda dünya tarihinde 300 milyon insanın ölümüne yol açan bir hastalıktır.
İçinde bulunduğumuz bu kötü dönemden sıyrılabilmek, dostlarımıza kavuşabilmek, hatta Sevgililer gününü kapalı devrede de olsa kutlamak için geçmişten ders almamız gerekmektedir. Hayatın tadına varabilmek için tek bir nefesin bile kıymeti bilinmelidir.
Kanuni Sultan Süleyman ne demişti; hatırlar mısınız?
Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi…