Kaybolan Dostluklar

Son dönemlerde dostlukların zayıfladığını, dostluk kavramının irdelenemez duruma geldiğini görüyoruz. Ekonomik ve toplumsal sıkıntılar, huzursuzluk, ileri teknoloji, takdir, vefa ve duygusallık pek çok alışkanlığı unutturdu. Dost olduğunu bildiğiniz kişileri bambaşka bir insan olarak karşınızda bulabiliyorsunuz. Bireyler ve gruplar arasında yapılan küçük sosyal aktiviteler kayboldu, kişisel çıkarlar ön plana çıktı. Riyakarlık, inkâr, yalan ve nankörlük hatta kötülük başladı. Bunu iç ve dış politikalarda ve kendini kanıtlamış sosyal ortamlarda da görebiliyoruz. Hatta zaman zaman aile içinde de… Eski dostluklar olmayınca insanların yaşantısı değişti. Zamanlarının çoğunu bilgisayar başında geçiriyorlar. Facebook, Twitter, Youtube, Instagram gibi uygulamalarla ilgileniyorlar. Hiç aksatılmadan televizyonda dizi izleniyor. Diziler komşuluk ilişkilerine tercih ediliyor. Dolayısıyla toplu yerleşim merkezlerindeki kişiler, daha doğrusu aynı çatı altında yaşayanlar birbirlerini tanımıyorlar. Bernard Shaw’ın “Dostlarınıza bir gün düşmanınız olabileceklermiş gibi, düşmanlarınıza ise bir gün dostunuz olabileceklermiş gibi davranın.”demesi ne kadar anlamlı. Peki dostluk nedir, gerçek dost kimdir? Diye düşünecek olursak; işte bu sorunun cevabını bu dönemde vermek çok zor. Literatürde yıllar önce ortaya atılmış popüler sözler vardır; “Gerçek dostlar yıldızlara benzer, karanlık çökünce ilk onlar görünür.” Ama bence gerçek dost geceyi beklemeden, her zaman görünmeli. Bir başka söz; “Dost, yağmura tutulduğun zaman sana şemsiyesini açan kişidir.” deniyor. Peki yağmur durup şemsiye kapanınca veya yağmur yağmadığı zaman ne olacak? Espri bir tarafa aslında her iki söz de anlamlı, insanın zor durumlarında yanında olanları anlatıyor. Kötü olaylardan sonra unutulmayan hem iyi hem kötü zamanlarda aranan kişiler gerçek dostlardır. Küçük çocukların parmaklarını kanatarak kanlarını emmeleri ve kan kardeş olmaları gerçek dostluğun bir başlangıcıdır. Ama ne yazık ki kardeşler arasında dahi paylaşıma dayalı kavgalar, dövüşler olmakta hatta cinayetler işlenmektedir. Onun için “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” denildiği gibi insanın da kendisinden başka dostu olmadığı bir gerçektir. “Dostunuzu görmek için aynaya bakmanız yeterlidir.” Gelin biz parmaklarımızı kanatmadan kardeş olalım, dost olalım. “SEVGİ, DOSTLUK VE HOŞGÖRÜ” sloganımızı hatırlayarak her   türlü karamsarlığa rağmen sözlerimizi Şenay’ın şu şarkısını hep beraber söyleyerek bitirelim: Bak kardeşim elini ver bana Gel kardeşim neşe getirdim sana Al kardeşim ye iç gül oyna Sar kardeşim kolunu boynuma Sev kardeşim canım feda yoluna Bak kardeşim tüm insanlara Dünyaya geldik bir kere Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle Sevdikçe güler her çehre Amaçlar hep bir olsun kalpler birlikte…
  • 1082
  • 1