Seneye Allah Kerim!

Seçim bitti, Cumhurbaşkanını da Başbakanı da seçtik. Hayırlı, uğurlu olsun. Onlardan, iç ve dış huzuru korumalarını, memleketi kaosa sürüklemeden barış ve kardeşlikle  yönetmelerini  bekliyoruz. 20 Haziran 2014 tarihli  AL SANA ADAY başlıklı yazımda belirlenen çatı aday’ın yanlış olduğunu belirtmiş, görünen köyün kılavuz istemediğini söylemiştim. İşte sonuç: Sayın Recep Tayip ERDOĞAN bileğinin hakkıyla Cumhurbaşkanı. Kendisine başarılar diliyoruz. Siyaset devam ededursun biz gene hiç aklımızdan çıkmayan, dilimizden düşmeyen Nasreddin Hoca’mıza dönelim. Önceki dönem Akşehir Belediye Başkanı Sayın Abdülkadir Oğul, 50 yıldır yapılan Nasreddin Hoca’nın, şenlik ile anılmasının doğru olmadığını söyleyerek  geçen yıl Sayın Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan’ın çektiği mesajda da aynen  kullandığı  “ULUSLARARASI AKŞEHİR NASREDDİN HOCA ŞENLİĞİ” adını “Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günleri” olarak değiştirdi ve tartışmalarla üç yıl uyguladı. “Uluslararası” kelimesinin hakkının verilip verilmediği de şüpheli. Şenlikten maksat bir halk filozofu olan Nasreddin Hoca’yı unutturmamak, yaymak, korumak ve onun yaşadığı Akşehir’i tanıtmaktır. Hala “Akşehir nerede” diye sorulduğunda ne yazık ki hangi Akşehir diye cevap alınmaktadır. Önceki yıllarda yurt içinden ve yurt dışından çok önemli kişilerin, ekiplerin  törenlere katıldığını, programlar yaptığını, halk için bir şenlik havası yaratıldığını biliyoruz. Son zamanlara kadar Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği bu etkinliklerin içindeydi. İmkanı oranında farklı programlarda yardımcı oluyordu. Peki şimdi  neden dışarıda?. Diğer taraftan Akşehir’de yapılan Nasreddin Hoca şenliklerinin ne zaman yapıldığını pek bilen yoktur. Hele bu yıl hiç duyurulmamıştır. İlk gün İthal bir Hoca tarafından fıkranın ana felsefesine aykırı bir dilekle “Allah’ın hayırlı ümmet olmayı bizlere nasip etmesi niyazı ile…” diyerek dereye yoğurt çalındı. Tutmaz ama tutarsa  da akıp gitsin diye mi durgun su yerine dere tercih edildi bilinmez. Geçen yıl da saçmalığın daniskası yapılmış, suya yoğurt yerine yoğurda su çalınmıştı. Bakalım gelecek yıl nereye ne çalınacak? Benzin istasyonuna Nasreddin Hoca heykelini diken Sivrihisar, Eskişehir’in desteği ile birkaç yıldır Nasreddin Hoca Şenlikleri yapmaktadır. Biz anmanın peşindeyiz. Nasreddin Hoca 12. asırda yaşamış, fıkraları ile nükteleri ile Dünyaya mal olmuş  bir filozoftur. Onun her fıkrası keskin bir zeka ürünüdür. Her fıkrasında  toplumun  yanlış  davranışlarını, bencilliklerini  aksettirir, önerilerde bulunur, Hoca’da sertlik ve kavga yoktur. “Dünyanın Ortası”, “Göle Yoğurt Çalma” ,”Kazan Doğurdu”,”İpe Un Sermek” ,”Eşeğe mi inanacaksın bana mı”   gibi  pek çok  fıkrasında alınması gereken ders vardır. Eşeğe ters binmesi dahi bir incelik, bir saygı unsurudur. Nasreddin Hoca’nın nüktedan etkisi Türkiye’nin bütün kesimlerine yayılmış, fıkralarına ilaveler yapılmıştır. “İncili Çavuş”, “Bekri Mustafa”, “Bektaşi” hatta “Temel ” gibi değişik bölgelerin duygularını ve zekalarını aksettiren kişilerin ve olayların yarattığı gülmece türlerinin doğmasına  sebep Nasreddin Hoca’dır. Timurlenk’ten çok önce yaşamasına rağmen Hoca ve Timur’ la ilgili fıkralar da türetilmiştir. Fil hikayesi, peştemal hikayesi bunlardan bazılardır. Güldürürken düşündüren  Nasreddin Hoca , Akşehir’imizin piri, Türkiye’mizin medar-ı iftiharıdır. UNESCO’nun 1996 yılını Nasreddin Hoca Yılı olarak ilan etmesi ile  bu kıymetimizi tüm dünya öğrenmiştir. Dünyanın birçok yerinde Nasreddin Hoca fıkraları kuşaktan kuşağa, atadan toruna miras olarak aktarılmaktadır. Doğu Türkistan, Çin, Türkistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Kuzey Afrika’da, Hindistan’da ve pek çok ülkede  Nasreddin Hoca fıkraları ile anılmaktadır. Yani Hoca’mızı Dünya böyle anıyor, peki biz Akşehir’de nasıl anıyoruz ? Bu yıl da böyle geçti, seneye Allah kerim …
  • 1119
  • 0