Hıdırellez

Akşehir’deki HIDIRELLEZ geleneğinin mekanlar ve kurumlar farklı olsa da hala devam ettiğini görüyor ve gurur duyuyorum. Diğer etkinlikler bir tarafa Akşehir Belediyesi’nin AKŞEHİR KENT ORMANI’nda düzenlediği Hıdırellez etkinlikleri çerçevesinde Mehteran Takımı tarafından çeşitli gösteriler sunulduğunu, yılın bereketli, sağlıklı ve bolluk içinde geçmesi için dualar  yapıldığını, yapılan duanın ardından da protokol tarafından vatandaşlara gölle dağıtıldığını öğrenmem beni mutlu etti. Akşehir’de geçen çocukluğumda Hıdırellez günü göllelerle, etli ekmeklerle, tahinli pidelerle, hamamaşı ile İstasyon yolunun  sağında ve solundaki yeşilliklere, Marif’e, (Alanyurt) Nadir’e,(Atakent)  Engilli’ye gidilir, konu komşu ile oralarda bu günkü tabirle piknik yapılırdı. Salıncak kurulur, ip atlanır, birdirbir ve uzun eşşek oynanırdı. Anadolu’da her yıl 6 Mayısta görkemli törenlerle kutlanan Hıdırellez tarihi çok eski zamanlara dayanmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanması anlamına gelen ve bahar bayramı olarak isim yapan Hıdırellez’in Türk aleminde beş bin yıllık bir geleneği vardır. Anadolu’daki bu geleneğin Türkiye dışında yıllar öncesi  kazanılan ve hala devam eden evrensel bir niteliği vardır. Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilen Hıdırellez’i Ortodokslar AYA YORGİ, Katolikler ST.GEORGES günü olarak kutlamaktadırlar. RUZ-I HIZIR (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, HIZIR ve İLYAS PEYGAMBER’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle her yıl kutlanmaktadır. HIZIR ve İLYAS sözcükleri zamanla birleşerek HIDIRELLEZ şeklini almıştır Dar zamanlarımızda ALLAH’tan HAZRET-İ HIZIR’ın (as) yardımını istediğimiz, HIZIR’ın da darda kalanlara yardımcı olma, dilekleri  yerine vasıflarını olduğunu görmek mümkündür. Halkın dilinde dolaşan, “KUL DARALMAYINCA HIZIR YETİŞMEZ” sözü de buradan gelmiştir. Hıdırellez’in her yerde bir gün önceden başlayan farklı bir karşılama, farklı bir kutlama şekli vardır. Hıdırellez’in karşılanması ile ilgili anane özellikle kırsal kesimlerde aynen devam etmektedir. Bir gün önceki  akşam bahçede bulunan güllerin dallarına kırmızı bezlerle  paralar bağlanmakta, kağıda veya yere, ev şekli, araba şekli, kalp şekli çizilmekte, dilekler yazılmakta ve isteklerin o yıl içerisinde gerçekleşeceğine inanılmaktadır. 1983 yılında 5 Mayıs akşamı Ankara Maltepe’deki evimizin balkonundaki gülün dalına eşimin  kırmızı tek kapılı bir oyuncak araba bağladığını ve bir hafta sonra oyuncak arabanın aynısı olan kırmızı tek kapılı bir araba sahibi olduğumuzu hiç unutamıyorum. Bazı yörelerde baht açılma günü olduğuna inanan  genç kızlar Hıdırellezi karşılamayı bir gün önceden başlatmakta ve gece yarılarına kadar sürdürmektedir. Genç kızlar  Hıdırellez akşamı ellerine kına yakmakta, güzel giyinip kokular sürünmekte, o yörenin bekar delikanlılarıyla beraber biraz uzaklarda yaktıkları ateşin üstünden atlamakta , etrafına oturarak maniler, türküler, şarkılar söylemekte ve dans etmektedir. O gece evlilik çağındaki genç kızlar, delikanlılar birbirlerini daha yakından tanımakta ve dolayısıyla evlilik için zemin hazırlamaktadır. Gebze’de askerlik yaptığım 1964 yılının Hıdırellez gece yarısı saat 1,5 – 2  gibi Kızılay Caddesi’ndeki kapımızın önünde toplanan mahallemizin kızları delikanlıları ikinci ismimle  “Mehmet Teğmen dışarı” diye tempo tutarak beni aralarına almak istemişlerdi. Annem alışık olmadığı seslerle uyanmış ve korkmuştu. Kapıyı açıp ne istediklerini sorunca ; “Mehmet Teğmen’i almaya geldik” demişler, annem de benim nöbette olduğumu söyleyince, vah, tuhhh  çekerek  gitmişlerdi. Ne yazık ki o gece gerçekten nöbetçiydim. Güzel bir ananenin, duygusal ve anlamlı bir gecenin içinde olamadığıma üzülmüştüm.
  • 1767
  • 1