
Ne demekse Ödemeli Karpuzcu!
Hitit Güneşi’nin 2-3 Haziran 2012’de düzenlediği bir Akşehir gezisinde Sevgili Mehmet Güleray’ın rehberliğinde her tarafı gezdik, tozduk. Tarihi yerleri ziyaret ettikten sonra Hıdırlık’a çıktık, Çınaraltında çay içtik, kahve içtik, tavla oynadık.
Ertesi gün dar yollardan dolayı otobüsle gidemediğimiz, ancak misafirperver işleticinin bizi iki minibüsle ikişer sefer yaparak taşıdığı Kent Ormanı’na gittik. Oranın, tabiat güzelliğine hayran olduk, kebapları yedik, etrafı dolaştık, şelaleye çıktık.. Bu arada zaman zaman tesisin dibinde mangal yakan piknikçilerin dumanlarına ve et kokularına da maruz kaldık.
Özetle her yerde yedik içtik; kebaplar, etli ekmekler, peynir baklavaları, Cafer Keskin’in lokumları, Necmi’nin tahin helvaları, yağlı kuşlular daha neler neler.
İzzet ikram bol. Başta İstasyon Gazetesi mensupları olmak üzere herkesten inanılmaz ilgi. Geziye katılanlar çok memnun, defalarca teşekkür..
Akşehir’i görmemişler. Peynir baklavasını hiç duymamışlar, yememişler. Yediler bayıldılar… Artık bu geziye katılan 40 kişi “Akşehir neresi?” veya “Hangi Akşehir?” diye sormayacaklar.
Nasrettin Hoca’nın Türbesi’ni ziyaret ettiğimiz gün, Hocanın fıkralarını sembolize eden kaşığı kırılmış, baltası çalınmış metal heykellerin bulunduğu Gülmece Parkını gezdik. Oradan İpek Halı Dokuma Atölyesi’ne gitmek üzere otobüsümüze bindik. Otobüsümüz Isparta yolu üzerinde pazar yerinin karşısında bir yerde durduğunda sağ tarafta bulunan bir karpuzcunun Nasrettin Hoca figürü ile süslenmiş enteresan afişi ile karşılaştık: “ÖDEMELİ KARPUZCU” Otobüsten daha inmeden ne demek “Ödemeli Karpuzcu” diye yorum yapmaya başladık.
Biri dedi ki: “Karpuzcu karpuzu taksitle veriyor”, diğer bir arkadaş “Kredi kartı ile satıyor”, bir başkası: “Bir karpuz alana bir karpuz da bedava demek istiyor” vs vs…
Otobüsten indik. Güleryüzlü bir karpuzcu, iyi bir esnaf, aşrı misafirperver. Hemen birkaç tane kesti. Kabuk incecik, renk kıpkırmızı, tatlı mı, tatlı. Dilim dilim kesip ikram ediyor. Bu arada Ankara’ya götürmek için alan arkadaşlar oldu. Ankara’da hava atacaklar, “Ödemeli karpuz aldım” diye. Sonra karpuzcuya sorduk: “Ne demek ÖDEMELİ KARPUZCU?” Dedi ki “Kötü çıkarsa parasını geri veriyoruz”
Rahatladık. “Kesmece desene kardeşim” demekten de kendimizi alamadık.
Burası Akşehir, Nasreddin Hoca’nın memleketi. Bu kadar olur. Pek çok Akşehir’lide espri yeteneği var. Mutlaka Hoca’dan bir şeyler bulaşmış, hala devam ediyor .
Demek ki Nasreddin Hoca’nın ismi ve fıkraları torundan toruna intikal edecektir.
Öleli 728 yıl değil, 1000 yıl olsa da unutulmayacak, Akşehir’siz Nasreddin Hoca, Nasreddin Hoca’sız Akşehir olmayacaktır.
- 1115
- 0