Konuşma Durakları

Otobüs durakları, dolmuş durakları olur da konuşma durakları olmaz mı? Bence olur. Duraklarda ne beklenir; otobüs, dolmuş… Konuşmacıdan ne beklenir; bir mesaj, bir öneri, bir de espri… Büyüklüğü ne olursa olsun dinleyiciyi veya izleyiciyi sıkmadan konuşmak bir beceridir. Kimi önceden hazırlanmış notlara  bakarak konuşur; ama bazen bir seyirciye bir kağıda bakarken satır atlar. Konuşmanın anlamı değişir cümleyi toparlamaya çalışır. Hep rastlarsınız, salon konuşmalarında orada toplanmanın amacı anlatılarak söze başlanır. Konuşmacı birden konuya giremez.Bir kısmının çenesi düşüktür, daldan dala geçer, konu dışına çıkar, konuşma arasına hayatından pasajlar sokar, “Ben Amerika’da iken…” gibi konuşur da konuşur,  uzatır da uzatır… Konuşmacı sonunda da “ Sözlerimi daha fazla uzatmak istemiyorum, kendinize iyi bakın !” diyerek mikrofonu bırakır… Ona şunu söylemek gerekir: “Allah aşkına biraz daha uzatsaydın.” Bazı konuşmacılar da cümleyi tamamlayamaz veya ne söyleyeceğini unuttur. Bunun için konuşmasına duraklamalar ekler;-efendime söyleyeyim,-şöyle söylemek istiyorum-anlatabiliyor muyum, gibi -cümleleri sıkıştırır -“eeeımmm …” gibi sesler çıkartır. Bazı konuşmacılar konu cazip değilse milleti uyutur. Okullarda hocalar ders anlatırken öğrencilerin dinlemediğini anlayınca onları ayağa kaldırıp oturtur veya araya bir fıkra sokar. Hiç unutmuyorum, yıllar önce akademide bir derste hoca uyuduğumuzu fark edince bize şöyle bir soru sormuştu: “Eşek  kaçar, dört tarafı yüksek duvarla çevreli kapısı içeriye açılan bir bahçeye dalar. Akşam olur eşek dışarıya çıkmak ister fakat  kapı yaylı olduğu için dışarıya çıkamaz, bahçe içinde dört  dolaşır, çaresizdir… Hoca hikâyeyi anlattıktan sonra bize eşeğin dışarıya nasıl çıkabileceğini sorar. Herkesin uykusu açılır, bütün sınıf düşünmeye dalar, çeşitli çözümler üretmeye  başlar. Biz de sıra arkadaşım Rahmetli Yıldırım GÜRSES’le düşünüyoruz. Sınıfta öne sürülen  çözümlerin hiçbiri ile eşek kurtulmadı . Daha sonra anfide dolaşan Hoca bize dönerek : “Arkadaşlar  ne düşünüp duruyorsunuz, içeride kalan siz misiniz yoksa eşek mi, bırakın onu eşek düşünsün” deyince  sınıf kahkaha ya boğuldu ve herkesin uykusu açıldı. Bazı televizyon programlarında görüyoruz. “Hocam merhaba, bir şey sorabilir miyim?” de, soruya başlamadan öncede programa ve hocaya iltifat yağdırır. Hoca “Sorununuzu alalım” dedikten sonra nihayet sorusunu sorar:  Hocam … Bir de konserlerdeki sahnelerde görülen duraklamalar vardır. Gereksiz konuşmalar yapılır. Koro şefi yerinde duramaz sahnenin bir ucundan bir ucuna dolaşır. Bazen hamasi veya siyasi laflar eder, eğilir su içer, ışık ve ses düzenleyiciye emirler verir. Her seferinde solistin mikrofonu düzeltir. Seyirciden sık sık alkış ister veya seyirciye dönerek eğleniyor muyuz diye sorar… Velhasıl konuşma durakları her zaman her yerde karşımıza çıkmaktadır.
  • 1077
  • 2