İşportacılar

İşportacılık; İş bulamayan, işyeri açamayan kişilerin ekmek parası kazanmak için kurduğu sistemdir.

Yasal olmayan bu sistemi uygulayan işportacılar; kötü yollara sapmadan, en azından başkalarına avuç açmayan, kişisel çabalarıyla para kazananların oluşturduğu bir gruptur.

Sermayeleri, bazen kapatılan işyerlerinin mallarından, bazen giyimde, ayakkabıda, serisi olmayan numaralardan, bazen de ihraç fazlası veya iade edilen ürünlerden oluşmaktadır.

İşportacıların tekerlekli ahşap tezgâhları veya iki ucunda ip olan, çabuk toplanabilen brandaları vardır. Zabıtalar da işportacıların peşindedir.  Çünkü zabıtanın da esnafı korumak, tüketiciyi korumak, cadde ve sokakların düzenli sağlamak gibi görevleri bulunmaktadır.

Zabıtadan kaçmak için branda tezgâh idealdir.

İşportacıların erketecileri yani gözlemcileri vardır. Bunlar zabıtayı görür görmez ıslıkla haber verip kaçmalarını sağlarlar.

İşportacıların ellerindeki malları bir an önce paraya çevirebilmek için sahte müşterileri vardır. Bunlar, kalabalığı artırmak için birden fazla mal alıp biraz dolaşarak tezgâha geri koyarlar.

İşportacıların fiyatları sabittir. Dokuzlu fiyat kullanmazlar, pazarlık yapmazlar, 25 kuruşa poşet satmazlar.

Bir gün Kızılay’dan geçerken baktım büyük bir kalabalık.

İşportada 5 liraya kayış yani bel kemeri satılıyor. Mağazada yaklaşık olarak 15-20 tl’ye satılan kayışlar burada 5 tl. Tabi ki mağazada bu fiyat normal. Çünkü mağazanın kirası, aydınlatması, suyu, gazı, personel masrafı var. Vatandaş nerede ucuz bulursa onu alıyor, hatta birebir taklit markaları tercih ediyor.

İşportada kayışlar kapışılıyor. İşportacı telaşlı. Düşüncesiz bir bayan elindeki kayışı göstererek işportacıya soruyor:

_ Bir delik daha deler misiniz?

İşportacının cevabı:

_ Abla ya görüyorsun halimi, git başka yerde deldir.

Belediyeler ana caddelerde tezgâh açan işportacıların bir çatı altında toplanmasına yardımcı olurlar. İşportacıların zaman zaman gruplar oluşturarak açık pazar niteliğinde işyeri açtığını görüyoruz. Ankara’daki Nişantaşı pazarı, Sosyete Pazarı, Rus Pazarı, Antika Pazarı bunlara en iyi örnektir.

Bir zamanlar Ankara’da Maltepe Cami’nin arkasında işportacılar pazarı vardı. Bunlar her akşam tekerlekli metal dükkanlarını yürüterek arka planda bir yere götürürlerdi. O civarda oturduğumuz için sabah akşam yürüyen dükkanların seslerini duyar, onların bu eziyetlerine bizzat şahit olurduk.

Görüyorsunuz ki işportacılık yasal olmayan zor bir meslek. Bir taraftan her an yakalanma korkusu ile yapılan satışlar, bir taraftan yakalandıkları zaman tezgahlarının ve mallarının zabıtalar tarafından götürülmesi, ceza yazılması diğer taraftan akşamları evde ekmek bekleyen çocuklar…

Daha kötüsü eve boş gittiği zaman çocukların haykırışları ve anlayışsız eşinin sitemi …

İşportacı bu durumda ne yapsın? Belediyelerin çözülmesi gereken konuların arasına, İşportacılar konusunu da eklemesi gerektiğini düşünüyorum.

Veee bu satırları yazarken fırından ekmek çalan insanları hatırlıyorum!

  • 1206
  • 6