Sıra Yarenlerimize Bir Yenilik Gerekir

AKSEVDER’in Ankara’da düzenlediği geceye Akşehir Belediyesi’nin himayesinde olan Sıra Yarenlerinin özel kıyafetleri ile geceye katılması bir farklılık yaratmıştır. Akşehir’den kalkıp gelen, gece geri dönen yarenlere ve bu organizasyonu sağlayan Aksevder Başkanına teşekkür ediyoruz. 15 yıl önce Büyük Tiyatro sahnesinde yapılan bu gösteri ilgi ile izlenmişti… Bu defa yapılacak gösteri için mekanın doğru seçilememesi veya geç karar verilmesi biraz sıkıntı yaratmıştır. Menşei Orta Asya olan Türk kökenli folklor geleneğimiz YARENLİK, değişik adlarla yurt içinde değişik programlarla yaşayan bir halk kültürü geleneğidir. Kırşehir’de Ahilik döneminde başlayan bu gelenek zamanla Urfa, Çankırı, Ilgaaz, Sivas, Kayseri, Çorum gibi çeşitli yörelerinde farklı isimlerle sürdürtmektedir. Akşehir’de bulunan “Ahicelal Mahallesi” Akşehir Sıra Yarenlerinin AHİLİK müessesinden geldiğinin kanıtıdır. Akşehir’de 60 yıl kadar önce 15–20 kişilik askerliğini yapmış genç delikanlılardan oluşan gruplar akşamları bir evde toplanır sazlı sözlü olarak, şakalaşarak eğlenirlerdi. Bu toplantılarda yiyecek içecek ikramları olur, içki ve sigara içilmezdi… Birbirlerine yaren diye hitap eder ticari hayatta dayanışma ve saygı içinde olurlardı. Sonra bu ev toplantıları dışarılara, büyük mekanlara taştı ve gösteri haline geldi. Yarenler 17, 19, 21  gibi tek sayılardan ibaret olarak toplanır “V” harfi oturuş düzeninde gösteri yapmaya başladılar. YAREN kelimesi dilimize Farsçadan geçen YAR kelimesinin çoğuludur. Yar; dost, arkadaş, sevgili; YAREN ise dostları, arkadaşları sevgilileri ifade etmektedir. Sıra yarenleri programındaki Yiğitbaşı, Kahyabeyi, Yarenağası, Bölükbaşı ve Çavuştan oluşan bir kıdem kadrosu dışındaki rütbesizlere Yaren denir. Yaren; rütbesiz asker, gemideki tayfa, satrançta piyon benzeridir. On gün kadar önce Ankara’da organize edilen yere oturularak yapılan programı ön masaların ucunda bulunanlar görebilmiş arka masalarda olanlar gerek Hocanın resim çektirmek için, gerekse resim çekmek için ayakta duranlar arka masaların görüşünü engellemiştir. Onlar bir şey göremedikleri için yemeğe içmeye ve sohbete devam etmişlerdir. Bu gösteri geceye katılan geçen ve geçmiş dönem 4 Aksevder Başkanına cazip gelmemiştir. Çünkü ufak değişikliklerle yıllardır uygulanan program aynıdır: Yüzük saklama, ibibik gububuk, kavuğu kim çaldı, yattı kalktı, vızzz oyunu vs. gibi insanın aklına “Akşehir Sıra Yarenleri programı dayak üzerine mi kurulmuştur” sorusu gelmektedir. Bilemedin dayak, geç yattın dayak, erken kalktın dayak. Hatta izleyen misafirlerin birine dayak atılması adet haline gelmiştir. Yıllar önce şarkıcı Atilla Taş dayak yemiştir. Ankara’da da o gün aramızda bulunan iki değerli arkadaşlarımız dayaktan zor kurtulmuştur. O günkü programın en itici bölümü ise çok güzel bir salonun ortasında cenaze yıkama gösterisi olmuştur. Değerli yarenlerimiz, yiğit başımız; Akşehir Belediyemiz ve gruba destek veren resmi ve özel kuruluşlar dayak üstüne kurulan Sıra yarenlerimizi “Böyle gelmiş böyle gider” zihniyetinden uzaklaştıramaz mıyız? Yurdumuzda tanınan ve taktir toplayan diğer sıra geceleri gibi renklendirmemiz, folklora, yarışmalara, esprilere sanata dönüştürmemiz ve çiğ köfte yerine Akşehir’imizin peynir baklavasını, tahinli ekmeğini, kirazını, salatalığını tanıtmamız ve özellikle Akşehir ismini bir başka yönden duyurmamız mümkün olamaz mı?
  • 929
  • 2