Neden Hep Yorgunuz ?

İki yıldır çektiğimiz Pandemi çilesi bizi burnumuzdan getirdi. Müzik çalışmaları, konserler, yemekler, grup gezileri vs. yapılamaz oldu.

Yaşantının kısıtlanması ve boşlukta olmak herkesi yordu. Yaşanan pandemi toplumların psikolojik dengesini de sarstı.

İşi olmayanlar ve emekliler eve kapandı.

İmkanı olan kişilerin WhatsApp, Twitter, Facebook , Instagram  gibi sosyal medya kanallarıyla meşgul olması yeterli olmadı.

Vakit geçirme ağırlığını akıllı telefonlar çekti.

Durmadan eşe dosta telefon ediyoruz:

– Merhaba Süleyman

– Merhaba başkanım

– Nasılsın ne yapıyorsun

– Hiçbir şey yapmıyorum  ama çok yorgunum

– Neden yorgunsun yük mü taşıdın, uykusuz musun, beynin mi yorgun?

– Hayır bunların hiçbiri yok ama yorgunum …

Bu konuşmayı yaptığım Karadenizli arkadaşım Süleyman eli kalem tutan 4 şiir kitabı olan duygusal bir kişidir. İsterse yazmaya devam edebilir ama neden hep yorgun olduğunu kendisi de bilmiyor.

Yorgunluk öyle bir şeydir ki fiziki olarak hiç yorulmazken zihnen ve kalben çok yorgun olabilirsiniz.

İnsan; birlikte olduğu yanlış insanlar ve düzelmeyen yanlış giden işler sebebiyle yaşamaktan bile yoruluyor.

Yorulmanın ve yorgunluğun türlerini sıralayacak olursak en başta KRONİK YORGUNLUK geliyor.

 Kronik yorgunluk; kişilerin yeterli dinlenmesine rağmen her zaman kendilerini yorgun hissetmeleri, çalışma temposunun düşmesi, isteksizlik, mutsuzluk ve sosyal hayattan uzaklaşma gibi belirtilerle kendini gösteren psikolojik bir sorundur.
Aynı zamanda kronik yorgunluğu tetikleyen hastalıklarda klinik muayeneler sonucunda ortaya çıkabiliyor. Kronik yorgunluğu tetikleyen bazı hastalıklar ise; lenf bezleri, eklem hastalıkları, baş ağrısı ve konsantrasyon bozuklukları da kronik yorgunluğu önemli derecede tetikleyebiliyor.

Yorgunluk nedenlerini tıbbi yönden araştırırsak, kansızlık, depresyon, tansiyon, diyabet, böbrek, kalp ve karaciğer gibi sorunlar geliyor

Ayrıca; B12 ve D vitamini eksikliğinin de kronik yorgunluğu tetiklediği söyleniyor.

Şimdi size pandeminin ortaya çıkardığı toplumsal sıkıntılara rağmen enerjisinin hiç düşmediğini ve hiç yorulmadığını bildiğim bir şahsiyetten bahsedeceğim.

İsmail KÜÇÜKKAYA

Daha önce Akşam Gazetesi’nde genel yayın yönetmenliği yapan, çeşitli konularda bir çok kitabı olan , sabah haber kuşağında üç -dört saat haber sunan Fox TV’nin başarılı sunucusu İsmail KÜÇÜKKAYA ile yaptığım 10-15 dakikalık sohbette, bana günlük hayatının bir bölümünün detaylarını anlattı.

Programını hazırlayabilmek için her gün sabah beşte kalktığını, bütün gazeteleri taradığını ve üç- dört saat süren programını hazırladığını söyledi.

Akşam yemeğini erken yediğini, mutlaka saat 21:00 de yattığını yatarken çay kahve içmediğini bağışıklığa önem verdiğini, sigara kullanmadığını, her gün uzun yürüyüş yaptığını, gündüz 1saat kadar uyuduğunu, imkân bulamazsa arabada gözlerini kapatarak dinlendirdiğinden bahsetti.

Bu çalışma temposuyla yaptığı işe gösterdiği saygıyı, iyi iş yapma içgüdüsü ve ferahlığı ile huzur bulduğunu ve hiç yorulmadığını ifade etti.

Özetle sizin yorgunluğa sebep olan unsurlardan hiçbiri yoksa yorgunluk sebebiniz tembelliktir.

Değerli dostlarım, yorgun insan olmayın. Yorgunluğun tedavisinin   yorulmak olduğunu bilin.

Tags: