Dünya, büyük bir afetle karşı karşıya. Sinsi bir düşmanla boğuşuyor. Bireyler, toplumlar ve ülkeler arasında menfaate bağlı sinsi saldırılar olduğu zaman, yazıyla, sözle, kaba kuvvetle veya topla, tüfekle, tankla çözülebiliyor. Ama bu çıkış yeri, hedefi ve amacı belli olmayan sahipsiz virüs, serseri mayın gibi ortada dolaşıyor. Pek çok ülke kimyasal harbin içerisinde.
Düşman belli olmayınca karşı hücuma geçilemiyor… Ancak hijyenik temizlikle, maske ile, eve kapanmakla sosyal mesafe ile kendimizi korumaya çalışıyoruz. Bu korunmanın süresi biraz uzayacak gibi görünüyor ama sabredeceğiz.
Türkiye vaka tespiti, karantina, yoğun bakım, yatak kapasitesi vb. konularda başarılı… Hatta bazı devletlere tıbbi yardımda bulunuyor.
Bizler canla başla çalıştığını gördüğümüz bütün sağlık ordusunu takdir ediyoruz.
Geçen ay bir hafta boyunca akşamları pencerelere çıkarak, ışıkları yakıp söndürerek onları alkışladık.
Bu virüs bizi daha önce yapmamız gereken kişisel ve toplumsal temizlik kurallarını hatırlattı. Memleketi çevre temizliğine zorladı. Hava temizlendi bembeyaz bulutlar kucaklaştı, denizler pırıl pırıl oldu, balıklar göbek atıyor.…
Yıllar önce İLO’nun davetlisi olarak gittiğim İsviçre’nin bir hafta sonu gezisinde kırsal kesimlerinde geçerken serpme evlerin önünden ip gibi yükselen dumanları görünce arkadaşıma sordum:
“Bu dumanlar nedir?”
O da “Bugün OT YAKMA GÜNÜ, her ev çevresindeki çöpleri yakıyor.
İp gibi dumanları görenler her ev de çöplerini toplayıp yakarak OT YAKMA GÜNÜ ‘ne katılıyor” dedi.…
Virüsten korunmanın en önemli yöntemlerinden biri olan eve kapanma zaruretini yeni yeni anlamaya başladık. Gazeteler her gün yazıyor, radyolar, televizyonlar bar bar bağırıyor, camilerde ezanla birlikte anons yapılıyor, yakalananlara ceza kesiliyor.
Pek çok kişi bundan sıkılıyor, bazı arkadaşlar da eve kapanmanın verdiği imkân sayesinde bir şeyler üretiyor, pek çoğu da eşini dostunu arıyor. Bazıları da sosyal medya ile iç içe zaman geçiriyor.
WhatsApp gruplarında iki kelime yazacak yer bulunmuyor. Sayfa sayfa aktarmalar, her türlü videolar, resimler, sabahları günaydınlar, akşamları iyi akşamlar, alkışlar çiçekler böcekler gırla …
Virüsten kurtulmanın en etkin çaresinin eve kapanma olduğu defalarca dile getirildi. Buna rağmen bazı kaçamaklar oluyor.
Geçenlerde hâl hatır sormak için sevdiğim bir arkadaşımı aradım.
“Vakit nasıl geçiyor, sokağa çıkma yasağına uyuyor musun?” dedim. O da “Birkaç gün önce ufak tefek bir şeyler almak için arabama atlayıp B….Hali’ne gittim. Kapıda polisler çevirdi. Yaşınız 65’in üstünde içeri giremezsiniz” dediler.
Israr ettiysem de kabul etmediler. Ben de arabamın kapısını kapattım, onlardan uzaklaşınca Hal’in arka kapısına dolaşarak içeri girdim” deyince ben de ona “Aferin iyi halt etmişsin, sen böyle yaparsan başkası ne yapmaz” dedim.
Sevgili dostlarım biz 100 yıl önce Kurtuluş Savaşı’nı kazanan kenetlenmiş bir milletiz. Bu savaştan da başarı ile çıkacağız.
Yeter ki kurallara ve yasaklara uyalım ve gevşemeyelim. Gerçek dostlarımızla bir arada olmayı, şakalaşmayı, gezmeyi, tozmayı, “Kalenin bedenleri”ni, “Oy bahçenize”yi , “Emmiler emmiler”i söylemeyi özledik.
Haydi arkadaşlar kuralları uygulamaya gevşemeden devam edelim.