Moda Bir Özenti mi, Yoksa Bir Gereksinim mi?

Barınma, beslenme ve giyim insanların üç temel gereksinimidir. Bunlardan barınma maddiyata dayanmaktadır. Kimi villalarda, kimi apartman dairelerinde oturmakta: kimi de barakalarda, çadırlarda yaşamaktadır. Beslenme ise yaşamın sürdürülme mecburiyetidir. Yemeden içmeden yaşamak mümkün değildir. Kimi mükellef sofralarda resim çektirmekte kimi de zeytinle, peynirle karnını doyurmaktadır. Giyime gelince, insanların güzel görünme ve dikkatleri üzerine çekme arzu ve istekleri modayı yaratmıştır. Geleneksel toplumlarda moda yoktur. Giysiler belirli rolleri belirtir; herkes kendi yaşına cinsiyetine toplum içindeki durumuna işine uygun olanı giyer. Böyle toplumlarda yöresel kıyafet ağır basmaktadır. Moda furyası daha ziyade bayanları etkilemektedir. Erkeklerin pantolon paçaları, ceket yakaları, kravatları daralır bollaşır. Bir zamanlar giydiğimiz İspanyol paçalı pantolonları hatırlayın. Modanın cinsiyeti yoktur. Sosyal yaşantısı belli bir düzeye ulaşmış toplumlarda ortaya çıkar. Kısa zaman piyasaya hakim olan moda gelip geçicidir, canlılar gibi doğar büyür, ölür ama yıllar sonra tekrar dirilir. Dünyada modası geçmeyecek tek şey insanların modaya uyma dürtüsüdür… Bazı giyim mağazalarının “iş değişikliği”, “kapatıyoruz” gibi pankartlarla modası geçmiş giysileri elden çıkardığı bilinmektedir. Şurası bir gerçek ki modanın hakimiyeti bayanlar üstündedir. Aslında bayanların ısınmak ve korumak için modaya gereksinimleri yoktur. Ancak bayanların güzel ve çekici görünme, dikkat çekme arzusu, diğer taraftan modası geçmiş giysileri giyemem zarureti moda tutkunluğunu yaratmaktadır. Bayanların gardırop açık da “Giyecek bir şey bulamadım” sözünün gerçeği “modaya uygun bir şeyim yok” anlamındadır. Onun için bayanlar bulur buluşturur modaya uyar. İmkanı olduğu nispette paraya pula acımaz. Belki doğrusu da budur. Sonuçta moda gerek erkek gerekse bayan için hem bir özenti hem de bir gereksinimdir.
  • 1052
  • 0