Sorumlu Olmak Zorundayız

Sorumluluk insan ilişkileri ile başlar ve ömür boyu devam eder.

İnsan tertemiz bir vücut ve ruhla doğar, yıllar ilerledikçe yaşam tarzı değişir. Bedensel, ruhsal farklılıklar insanın sorumluluk duygusunu azaltır.

Her zaman her yerde bir sorumluluk vardır. Kişisel sorumluluk, Allah’a karşı sorumluluk, aile, çocuk ve eğitim sorumluluğu, üretim, satış ve hizmet sorumluluğu, siyasi sorumluluk, makam sorumluluğu vs.

Yıllar önce dilimize dolanan “Kendine iyi bak” sözü kişisel sorumluluğu üç kelime ile ifade eden dostane bir emirdir. Bir topluma girerken düzgün bir kıyafet vücut bakımı ve benzeri konularda hassas davranılması hem kendimize hem de karşımızdakine olan saygımızı gösterir.

Sevmek, sevilmek, arkadaş olmak, dost olmak bir ihtiyaçsa, onu korumak da bir sorumluluktur.

Güzel geçen bir arkadaşlıktan   sonra veya aile baskısı ile evliliğe karar vermek çok iyi düşünmesi gereken bir girişimdir. Evlilik müessesesi flört hayatına aşk hayatına benzemez. Çiftlerde bedensel, ruhsal, fiziksel uyum, sevgi, saygı ve hoşgörü olmazsa evlilik zor yürür. “Nikahta keramet vardır” sözü eskiden geçerliymiş. Şimdi pilavdan taş çıksa (!) boşanma sebebi oluyor.

Evliliğe karar vermek, akabinde çocuk sahibi olmak geri dönüşü zor olan önemli bir konudur. Eşlerin ilgilenecek zamanı ve maddi durumu düşünmeden çocuk sahibi olmaları başlı başına bir sorumluluktur.

Evlilikte iz bırakan güzel anıları dile getirmek, ilerisi için hayal kurmak, projeler yapmak bir bağlılık sebebi; eski defterleri karıştırarak zaman zaman öne sürmek  huzursuzluk başlangıcıdır.

Memuriyet hayatımda, ticari hayatta, sosyal ve siyasi hayatta görev alanlar ve makam sahibi olanlar bulunduğu yerin sorumluğunu bilmelidir.

Bir gıda üreticisi, üretim yaparken vatandaşın kullanımını düşünmelidir.

Otobüslerde şoförler trenlerde makinistler vapurlarda Kaptanlar ve Uçaklarda pilotlar taşıdıkları yüzlerce kişinin sorumluluğunu üstlenmektedir. İnsanın da doğru adım atması, doğru karar vermesi kişisel bir sorumluluktur

Mustafa Kemal Atatürk, 20 Ekim 1927 tarihinde yaptığı konuşmada Türk gençliğine büyük büyük görev ve sorumluluk vermiştir:

Türk gençliğinin, birinci vazifesinin Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek olduğunu söylemiştir.

Ülkemizde sevginin, saygının ve sorumluluk duygusunun yok olmayacağı Mutlu günler dileği ile….