Sevginin, dostluğun sürdürülmesi ve korunması için uygulamamız gereken iki kelime; ARAMAK VE ARANMAK… Hele yaşadığımız şu dönemde o kadar önemli ki… Beynelmilel kulüplerin kuralları arasında dost kazanmak ve kazanılan dostluğu korumak vardır.
Size ve topluma zararı dokunmayan, hayatınızda iz bırakan her zaman kapısını çalabileceğimiz dostlar unutulmamalıdır.
Eskiden bayramlarda, yılbaşlarında harıl harıl tebrik yazardık. Biz yazmaktan usanır, PTT minicik tebrik zarflarını dağıtmada zorlanırdı…
60’lı yıllarda evlere telefon bağlanmadan önce, akrabamızla dostumuz ve arkadaşımızla konuşmak için PTT şubelerinde kuyrukta beklerdik. Şimdi teknoloji o kadar gelişti ki bazen akılsızlık yapan akıllı telefonlarımız var, mail adreslerimiz var, facebook’umuz, Whatsapp’ımız var.
Peki neden kullanmıyoruz.
Aşık Veysel der ki;
Dost dost diye nicesine sarıldım.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Beyhude dolandım boşa yoruldum.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Kültürümüzde büyük bir iz bırakan Aşık Veysel 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğmuş 7 yaşında yakalandığı çiçek hastalığından dolayı gözleri kör olmuş, 72 yıl kör olarak yaşamıştır. Yazdığı duygusal şiirlerle dostluğu ve insanlığı ele almıştır. Yukarıdaki dizeden de anlaşılacağı üzere Veysel gerçek dostlarını bulamadı, içini şiirlerine döktü…
Biz, genel kuralımızda da olduğu gibi gerçek dostluğu yaşatmak istiyoruz. Her biri bir yerde olan ilk okul arkadaşlarımızla zaman zaman haberleşiyoruz, bundan da mutluluk duyuyoruz. Siz de gerçek dostlarınızı “Yapacağımız bir şey var mı?” şeklindeki formalite sözlerle değil samimi sesinizle onlara moral vermelisiniz. Gerçek dostlarınız hepimizin manevi sermayesidir. Bu manevi sermayeyi, kuralların uygulanmasında zorlukların yaşandığı sonu görünmeyen şu kötü dönemde kullanınız. Sevgili dostlarım, geçirmekte olduğumuz kötü günlerin etkileri ile kaleme aldığım bir dizeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:
BİR YIL DAHA
Bir yıl daha geçiyor
Yolları sarp, kayalık
Kum dolu, çakıl dolu, taş doluBir yıl daha geçiyor
Hüzün dolu, acı dolu, yaş doluEvlere kapanıp maziye dalarak,
Bazen uzanıp bazen de yatarak
Ara sıra pencereden bakarakBir yıl daha geçiyor
Ümit dolu, sabır dolu, yaş doluEşler dostlar unutuldu
Kâğıt bitti, kalem yoruldu
Şarkı sustu, türkü sustu, meşk durduBir yıl daha geçiyor
Zulüm dolu, öfke dolu, kin dolu
Her şeye rağmen karamsar olmadan kendinizi çevremizi ve ülkemizi düşünerek kurallara uymalıyız.
Güzel günlere, dostlarımıza kavuşmak için gayret göstermeliyiz.
Eski dostlarımız
“Hayal meyal düşler gibi, yosun tutan taşlar gibi, uçup giden kuşlar gibi… “
olmamalı,
Aramak ve Aranmak mutluluğumuz olmalıdır…